M
e
h
m
e
t
P
a
k
s
u
Mehmet Paksu - ÖLÜM KORKUSUNU NASIL YENEBİLİRİZ? İNSAN ÖLÜMDEN NEDEN KORKAR?

ÖLÜM KORKUSUNU NASIL YENEBİLİRİZ? İNSAN ÖLÜMDEN NEDEN KORKAR?

Sevgili dostlar Selamünaleyküm Hoş geldiniz bugünkü konumuz ölüm korkusunu nasıl yenebilirim gerçekten ölüm Korkulacak bir şey mi Niye korkuyoruz ölüm rastgele bir olay mı hayattan da önemli bir olay Çünkü ölüm gelince her şey bitiyor ve yeni bir hayat başlıyor bize Allah'ın vermiş olduğu bir nimettir Hayat da bir nimet ölüm de bir nimet dünyaya gelmek de bir nimet dünyada kalmak da bir nimet dünyadan gitmek de bir nimet dünyadan gittikten sonraki yer de bir nimet eledi Hanginiz daha iyi amel edeceksiniz diye bugün insanların gönlüne böyle almak istemediği bugün insanların üzerinde konuşmak istemediği ağzından yalasın selasın gibi ölme ilgili meseleler müminin Ruhunda böyle sözler Söyletmez ölüm mesel yani Allah hayatı verir bizi canlandırır can verir Allah'ın öbür ismi de el Mümin Allah ölümü verir Allah'ın bir ismi baizdir her şey biter sonra eğer Allah'a kalır Allah bakidir Allah ebedidir şimdi önce bu önemli hayati o nispette de doğrudan doğruya bizi ilgi alanına çeken bu hakikati bu hakikat yaşanan bir hakikat yaşanan bir hakikat olduğu için her anda gündemde olması gereken bir hakikat bakın bir olay demiyorum bir olaydan bahsetmiyorum bir hakikatten bahsediyorum yani şimdi biz hayatta mıyız hayatta hakikaten görüyormuş görüyor Artık hep mi hakikaten Allah vardır hakikat hakikat ayrı bir şey olay ayrı bir şey gerçek ayrı bir şey yani şimdi bardak gerçek mi hakikat mı insan bir Çünkü İnsanın kendisi bir hakikattir şimdi bu hakikat de gerçek kavramının birbirine ayırdıktan Sonra şöyle sabrınızı zorlamadan ölüm nasıl bir şey bu konuya Dünden beri çalışıyorum gözü bir şişliği daha anlıyorsunuz kur'an-ı Kerim kulun nefsini layık Atilla suresinin 185 ayeti küllü nefsin Her nefis Her canlı insan hayvan layık atıyorum şimdi zevk kelimesi bizim Türkçede kullandığımız zevk Kur'an'ı bir kelimedir zevk zaika tadan demek tataran demek zevk alan demek zevk keyif lezzet haz değil mi yani bundan büyük bir zevk aldım kur'an-ı Kerim bize bu hakikati böyle anlatır Her canlı Her nefis ölümü tadacaktır Şimdi bunu bazı meallerde ölüm acısı yok acı diye bir kelime yok ki Kerim içinde niye ölüm acısı diyorsun ki kendisi onu yorumlamış o meallendiren bütün meallere bakın Bütün tefsirlere bakın Arapça Türkçe bütün tefsirlere bakın zaika zevkten gelir yani ölüm zevkini tadacağız işte Yemek yiyoruz dondurma yiyoruz baklava yiyoruz işte kebap yiyoruz yerken veya gözümüzün zevki göz zevki kulak işitme zevki güzel ses duyuyorsunuz veya güzel bir koku alıyorsunuz güzel bir şeye dokunuyorsunuz Yani bu maddi zevkle Bir de manevi zevkler var şimdi ölüm Hem maddi olarak hem de manevi olarak zevktir şimdi bu ayeti kerimeyle ilgili İbn Abbas Hazretleri güzel bir tercihte bulunur bu ayeti kerime Ben Ali Hasan geliyor her şey Fani olacaktır Bir de küllüğün nefsine yeryüzündeki bütün insanlar varlıklar bitecek bunu da demişler ki melekler Biz demişler kaldık yeryüzündeki insanlar ölecek Biz diyor ki ehliyiz sonra küllünün ayeti gelince demiş biz öleceğiz şimdi bu konuyu 18 mektupta Hazreti üstad'ı anlatır yani melake ervahın Cennet ehlinde ölümle karşı karşıya kalacağı meselesi anlatır acaba ölüm alemi Beka alemi ebedi alemi garip'teki varlıklara da Şamil miydi onları ölecek mi Anlatır ve hepsinde küllün hepsini ziyaret ettirmeye Madem can taşıyor Ama nasıl olacak Ne kadar ölecek şimdi bu ayet bu ayet bizim için gerçekten büyük bir hakikati ifade ediyor burada bir başka yere geçmek lazım o da ölüm hakikatinin arkasındaki gerçek ölüm hakikati nasıl bir gerçeğe vesile oluyor nasıl bir hakikati bize anlatıyor önce ayetlerden geliyorum biliyorsun Bizim programımıza çekti bu Vallahi Rüzgarı yarattı gönderdi fetö'cü yeri sahabe yani onlarda bulutları harekete geçirdi yani Bu Rüzgar bulutları önüne katıyor ve götürüyor Facebook ne öyle belediyenin öyle bir beldeyi Yani toprağı arazi ediyor Biz sunarız var ya Arda yeryüzünü diriltiriz madem mevtiha Toprak kuru bir şey yetişmez gökten yağmur gelecek ki yeryüzü canlansın İşte biz diyor gökten suya indiririz ölü bir beldeye toprağı diyor canlandırırız Allah bu ayeti niye anladı kederli kendini şuur işte siz de ölümünüzün arkasından bu şekilde dirilip toplanacaksınız diyor Allah bize yeryüzünü ölümünden bahsederken yeryüzüne yaşayan insanların da öleceğini ve tekrar Aynen yeryüzünün dirilmesi gibi dirileceğini anlatıyor Kur'an'ın ölümü hakikatini anlatmasının temelinde ne var Şu okuyacağım ayet biraz daha konuyu geniş tutuyor ve Allah belli bir ölçüde Yağmur gönderdi beyten işte oradan da ölü bir toprağı ölü bir araziyi tekrar canlandırıyoruz keserken çok ki ölü Toprak canlanınca orada tohumlar bitkiler ağaçlar tekrar çıkıyorsa ölümünün ardından Siz de bu şekilde değer kabirlerinizden çıkarılacaksınız diyor bu ayetin bizim alemimizdeki gerçekten tecellisi çok enteresan çok orijinal bizim için hayatın bu kadar tatlı oluşu bir hakikati anlatıyor bu hakikati Şimdi sizinle paylaşıyorum insan ölümde niye korkar hakikaten Erdem Beyazıt merhum ölün bize ne uzak ne yakın bize ölüm bize ne uzak ne yakın bize ölümsüzlüğü tattık ne yapsın Bize Ölüm der tabi ehli İslam Mümin olan şairler yazarlar hakikati net ifade ederler şimdi psikolojik olarak meseleye şöyle mi baktığımız zaman önümüze 3 nokta geliyor bu Öz 3 noktanın en önemlisi şöyle bir sıralayalım Yani insan neden ölüm endişesi yaşıyor neden ölüm korkusu yaşıyor birincisi ölümün kendisinden korkuyor Nasıl Can verileceğinden ölüm sırasında kendi kontrolünü kaybedeceğinden toprak altında kalacağında Bu ikincisi ölümden sonra Geride kalanlar neler olacak Ne olacak dünya hayatına doğru ve bitecek bilinmezlikten kaynaklanıyor yani cehaletten değil üçüncü olarak da ölümün gelmesiyle artık var olunamayacağından bir patolojik bir durum ortaya çıkıyor bütün bunları ortadan kaldıran işte hakikat Az önce Kur'an'da ifade ettiğimiz gibi insan olarak biz Aslında ölümün kendisini dert etmiyoruz ölümün sebep olduğu ayrılıklar bizi bir temel acıya götürüyor sürüklüyor Bu açıdan ölümün kendisinin Kur'an'ın ifadesiyle bir zevk olduğunu biz Nimet olduğunu Çünkü hayat gibi ölüm de nimetti Allah ölümü yaratmış Allah'ın yarattığı her şey nimettir güzeldir hoştur Bu dersi Bu sohbeti bir tarafa yazın zaman zaman dinleyin Kur'an ve sünnetten Kur'an'ın anlattığı bu hakikatleri İslam alimlerinin nasıl anladığında Onlar bunu nasıl ifade etmişler bunu yani ölüm meselesini çözemeyen bir insan hayatın kendisini de anlayarak anlayamaz Çünkü Ölüm Bir ayrılık nedeni insanın görememesi bir daha iletişime geçememesi gibi bir düşünce ruhuna ne yapıyor ruhunu kararıyor görüntüde bu var görüntüde bu var bu görüntü ölüm ordusu karşısında Öteki dünyaya Ahirete iman etmemenin yarattığı boşluğu aşmak kolay değil ölünce öleceğiz değil mi yani bitecek sıfır inanmayan Bütün bunlar karşısına tabii çok zor durumda kalan birisi gerçekten ölünce her şeyi sıfırlanıyor mu yoksa her şey yeniden mi başlıyor ölüm bir son mudur yoksa bir başlangıç mıdır Üstad Hazretlerinin bahsettiği gibi insan bir Yolcudur Sabahattin çocukluktan gençliğe gençlikten ihtiyarla ihtiyarlıktan Kadir'e kabirden haşre Haşr meydanına Haşir meydanıdır ebede kadar Sonsuzluğa kadar yolculuğu devam eder işte biz bu yolculuk safhasındayız Hazreti Mevlana Kur'an'da ifade edildiği gibi hakikatı insan bir çekirdeğe benzetir toprağa giden beden bir gün yeniden çıkacaktır aynı konuyu Üstad da anlatır İmam Gazali hazretleri de insan uykudayken rüyada görülen bir takım şeylerin varlığ ına inananlardan şüphe etme sonra uyanınca rüyada gördüklerini hiç bir Sırrı olmadığını anlar dünya hayatı ahirete oranla böyle bir uyku halidir Öyleyse İçinde bulunduğumuz Hayat rüyada başka bir şey değil ölünce uyacağız Dere hazretleri bu meseleyi biraz daha şöyle geniş ele alarak olursa benim de bu konuda yıllar öncesinden yazmış olduğum bir kitap var şu anda mevcudu pek yok ama Ölüm ve Sonrası kitabımız sizde varsa okursunuz burada çünkü çok geniş ele almıştı 2-3 saat var ölümün bizim hayatımızda nasıl bir yer ettiğini anlamak bizim varlığımızın bir sebebi bir varlığımızın sebebi insan olarak dünyaya gelmiş olmanın bir hakikati Çünkü insandan başka ölümü düşünen ölümün varlığını fark eden bir varlık yok hiçbir hayvana öyle meselesi yok Dolayısıyla Biz ölüm hakik ciddi bir zaman ayırmamız lazım ve bu meseleyi zihnimizde aklımızda Kafamızda çözmemiz lazım şimdi hayatın yaratılması canlıların yaratılması cenab-ı Hay ve baki olan sonsuz bir hayat sahibinin Varlık ve birliğini gösterir sonsuz bir hayat sahibi baki olan Allah var ki her şey var ölümde o nispette kendisine fena ve zeval gibi eksikler Arzu olmayan bir kudretin varlığını gösterir yani ölüm yaratılmışlar içindir yaratan için Ölüm yok Güneş misaline bakalım işte hazretleri bu misali verir akmakta olan bir ırmağın yüzünde devamlı şekilde yanıp sönen göz kırpar parlayan kaybolan kabarcıkları vardır küçük küçük baloncuklar şeklinde o baloncuklarda Güneş oraya vurduğu için tanıtırlar olur yani saniye bile sürmeden o akan dere veya çay taşa çarpar bir ağaca çarpar sürekli çocuklar oluşur ve bu baloncuklar güneşten aldığı ışıkla Parlar söner Parlar söner bunların devamlı şekilde parlayıp sönmesi baloncukların demlik Demek ki devamlı ışık veren bir güneş var ki bunlar kaybolup parlıyor geri söylüyor bu örnekte olduğu gibi varlıklar ve canlılar varlıkları ve hayatlarıyla Allah'ın varlıkla birliğini gösteriyor biz varız Demek ki Allah var ki biz varız bu bir İkincisi ölmemizde de cenab-ı olduğuna işaret ediyoruz yani biz ölmekle cenab-ı'dedir ölmeyen bir yaratıcı var Gece gündüzün kışın yazın değişmesi asırların devirlerin çağların gelip geçmesi sürekli tecelli eden bir Cemal sahibinin varlığını gösteriyor yani hay ve kayyum olan biri var ki bütün bu varlıklar değişiyor başkalaşıyor ve halden hale geliyor Bu gerçek şu mahalleti ayetlerle Az önce bahsettiğim gibi hanginizin daha iyi işler yapacağını bilesiniz diye Allah ölümü ve hayatı yarattı bu hakikatin çerçevesinde Kur'an'da bu yüzlerce ayet var ölüm ve Haşir ile alakalı Dolayısıyla bu konuyu biraz daha böyle Bu problem olarak bilinir Aslında problem değil biz problem etmişiz insanlar Kur'an'ın anlattığı Allah'ın anlattığı Peygamberimizin Aleyhisselam'ın anlattığı ve yaşadığı ölüm hakikatini Bediüzzaman Hazretleri zemin yüzü acele hareket eden kafelerinin Yollarında bir gecelik konmakla görüşmek için bir han'dır insanlar geliyor bir Handır bir oteldir belli bir süre kalıyorlar her bir şehri 100 defa mezaristan'a boşaltan ölüm Elbette hayattan daha fazla bir isteği var Madem ölüm öldürülmüyor ve bir Kabir kapısı kapanıyor Elbette bu ecelladını elinden ve kabir hepsi münferinden tabi Herkes yalnız gidiyor kurtulmak çaresi varsa İnsanın en büyük ve her şeyin üstünde endişesi bu meseledir ölüm ya idam ebedidir yok olmuştur bitiştir Hem o insanı hem bütün sevdiklerini ve akrabalarını dostlarını Asacak bir darağacıdır bu inatsızların ifadesidir veyahut başka Baki bir aleme gitmek ve iman vesikasıyla ebedi Saadet Sarayına geçmek için bir terhis tek hücre ve dipsiz bir kuyudur yahut bu dünya zindanından baki ve ebedi bir Nurani ziyafetleri olduğu bir bahçeye bir açılan kapıdır Müminler ecel darağacından darağacının arkasında kurulan Piyango dairesinden imanla kabre girdikleri için ölüm onlara ebedi ve tükenmez bir hazinenin biletini almaktır Sefahat içinde yüzen günahlar içerisinde bocalayan büyük günahlar çekinmeden işleyen ve tövbe etmeden ölen fasıklar içinse süresiz bir hapistir kafirler için ise ebedi olarak devam edecek bir kapısıdır yine üstadın değişik risalelerde bahsettiği gibi ölüm hakikatini anlatan ölüm soğuktur korkunçtur ve ürkütücüdür mektubatla geçen bir konu bu peçesi karanlık yüzü siyah ve çirkindir fakat Mümin için ölümün siması nurludur güzeldir ve sevimlidir ilk bakışta yok olmak idam olmak işleye gitmek fena bulmak dağılıp bozulmak sönmek ve kaybolmak gibi görünse de ölüm Mümin için hayat yükünden bir terhisttir bu hayat bir gün geliyor çekilemez taşınamaz kaldırılamaz bir hal alıyor büyük ağır altında eziliyor insan imtihan meydanından bir paydosdur imtihara girersin Bir saat iki saat üç saat stresli bir haldir Zil çalar paydos güzel bir değişikliktir ölümsüz bir hayata geçiştir ölümsüz Hayat dediğimiz zaman Kur'an'ın bize anlattığı bir kavram var ruhtan sorarlar Biz dünyaya gelmeden önce yani doğmadan önce Bizim ruhumuz var mıydı ruh Allah yere ruh yaratmış Adem aleyhisselam ile beraber ruhu yaratmış ve Adem Aleyhisselam'ın bedenine kendilerine bütün insanların ruhlarını Allah koymuş ruh vardı zaten ruh vardı zaten beden yaratılınca ana karanlık hadis-i gibi zaten İnsan oluşunca ilk anda orada bir canlılık var zaten babadan gelen hücre yalnız zaten Ama insana ruh Dört aylıkken geliyor ve dört aylıktan sonra artık dünyaya bu 30-40 trilyonu hücrenin saniyede 200 milyarı değişiyor ölüyor tekme diriliyor yeniden yaratılıyor Yani insan her saniye bir parçası ölüyor yeri diriliyor Yani bir değişikliktir ve 7 yıl içerisinde insan yenileniyormuş 7 yıl içerisinde İnsanın vücuduna bütün hücreleri ölüyor tekrar diriliyor ve 7 yıl içerisinde insan yeniden yaratılıyor bu biyolojinin tıbbın bize verdiği bir bilgi bu kesin bir bilgi bizde bir dostumuzu konsere 20 sene 30 sene görmesek herif tanıdık geliyor Sima Hoca beni tanıdın mı Yok tanımadım diyor Biz şöyle Beraber çalıştık Demek ki sen her an bir Ferdi ahırsın insan her an bir ferahadir insan her an bir başka insandır saniyede 200 milyar hücren değişiyorsa Öyle değil mi yani 7 senede değişiyorsun Sen herif diriliyoruz uykuya dalınca yine ölüyoruz Onun için Peygamberimiz Aleyhisselam uyku ölümün küçük kardeşidir diyor ölümsüz hayata geçmek istiyor insan ölmek istemiyor Allah insana ruhuna böyle bir şey vermiş insan ölmek istemiyor meyve verirsen Aslında şöyle bir üstadın der ki bir gün diyor hayalime sordu sana dünyada bir milyon ömür verirse hiçbir sıkıntı hiçbir üzüntü hiçbir yokluk ve kıtlık acı ve ıstırap duymayacaksın biri milyon yaşayacaksın ama sonsuz yaşama duygusunun bizim kalbimize ruhumuza aklımıza genlerimize koymuş bu beden sonsuz yaşamaz ki yani sonsuz yaşayacak Durumda değil bir Arap yaptırıyorsun işte Türkiye'de İstanbul'da 30-40'da 50 yıllık binalar hemen yıkılıyor yeniden yapılıyor Demek ki yıkılıp yeniden yapılmak dünyanın kuruluşuna var insanı ilgisi alakası olan şeylerde de bu eski ya İnsanın kendisi de istiyor demek ki insan eski ince yenilenmesi lazım onun için peygamber severler bize bu hakikati anlatır ebedi hayatını anlatır sonsuz bir hayata hayatın bir başlangıcıdır eb Edi asıl vatana bir sevkiyattır biz Nereden geldik Hz Adem'e cenab-ı Hak Yarattı nerede yarattın cennette yarat bütün ruhlarımızı da Hz Adem'in şeyine koydu mu kur'an-ı Kerim burada bize söylüyor Arap suresinde ruhumu cennette yaratılmış dünyaya gelmişiz Adem Aleyhisselam bir insana yaşamış geldiği yere geri gitmiş bizim Asır vatanımız orası mesela ruhudur beden dedi ki Bedel işte her an değişiyor ruh değişmez asıl vatana bir sevkiyattır dünya zindanından cennet bahçesine bir davettir %99 dostları ve sevdiklerimizin toplamış olduğu Berzah alemine bir kavuşmadır bütün peygamberler bütün evliyalar bütün sahabeler bütün Müminler milyarlarca Müslümanlar kabre öbür tarafından 124 bin peygamber 124 milyon evliya 124 milyar asfalya ve ulama Ömür tarafı oraya gitmek için Onlara buluşmak için bu ölüm hakikatin ölüm lezzeti ölüm tadını tadacağız yaptığımız kulluk hizmetine karşılık cenab-ı hakkını fazlasından ücret almak için bir nöbet midir Burada oruç tutuyoruz namaz kılıyoruz kur'an okuyoruz sadaka veriyoruz zekat veriyoruz duada tesbih ile kurallar okuyoruz dünyada Bunların karşılığı var mı yok demek ki ücret almayı özledim Burası hizmet yeri orası Ücret yani madem ölümün mahiyeti hakikat noktasında budur ona dehşetli bakmak değil birer kez rahmet Des şehadetin bir başlangıcı gözüyle bakmak gerekir Hem Allah dostlarını bir kısmını ölümden korkmaları ölümün dehşetinden korkunçluğundan değil Belki daha fazla Hayır kazanacağım daha fazla ibadet edeceğim diye vazifeye hayatın idamesinden kazanacakları Hayrat içindir Evet ehl-i bir karanlıktır bu hakikati değişik yerlerde Hz İsa bu şekilde bize anlatır bir sözleri de şöyle bir hakikat vardı ölüm korkusunu yenmenin temelini nedir Öncelikle bilgidir bilgi güçtür ruhumuz ölümüne şey olmaz zaten ruh buna misafir bedene misafir olarak gelmiş Yani misafir olarak gelmiş yani bir elektriği düşünün birayı yaptınız elektrik kablosunu çektiniz lambaları taktınız Ee enerji gelmedi enerji gelince onlar işe yarıyor cereyan ve esasında mı yoksa sizin eve çektiğiniz kabul olurlar lambalar prizler ve esastır elektrik gelecek ona işe yarasın şimdi teşbihte olduğu gibi yani insan insanın hakikaten bir bedendir bu bedene ruh gelmesi lazım ki beden işe yarasın yoksa bedende anlamı yok Ey gaflete dalıp ve bu hayatı tatlı görüp ve ahireti unutup dünyaya Talip bedbah Nefsim bilir misin Neye benzersin deve kuşuna avcıyı görüyor uçamıyor başınız kuma sokuyor ta Avcı onu görmesin koca gövdesi dışarıda Avcı görür Yalnız o gözünü kum içine kapanmış göremiyor Ey nefis su temsile bak nasıl ki dünyaya hasır Nazar gelmiş hiç buradan ayrılmayacak gibi aziz bir lezzeti Elin bir eleme Kalbe der çok güzel bir lezzet Çok acı bir hale çevirebilir mesela şu kariyer Barla da iki adam bulunur birisinin %99 ahbabı sevdikleri istemişler güzelce yaşıyorlar Yalnız bir tek burada kendisi kalmış o da oraya gidecek Şu adam İslam ahbaba 'ne kavuşmak isterim oraya git İstanbul'a git dese sevinip gülerek gider İkinci Adam %99 Dostlar buradan gitmiş ler ne görünür ne görür yerlere sokulmuşlar oğlum zanneder şu biçare adam bütün onlara yalnız bir misafire ünsiyet edip teselli bulmak ister bir kişi kalmış ya onun o Elim Alem Fırat'ı Ayrılık acılarını kapamak ister Ey nefis başta Habibullah bütün ahbabın Bütün sevdiklerin kabrinin öbür tarafında burada kalan bir iki tane ise Onlar da gidiyorlar Ölümden korkum kabirden ürküp başını çevirme yüzüne Gül bak ne ister sakın Gafil o İkinci Adam gibi benzere bu Gafil kafaya bir tokmak 17 söze geçen bir hakikattir o açıdan ölüm hakikatini İmam Gazali hazretleri İnsanın bazen gençliğine güvenir ve ölümü uzak görür halbuki bu Zavallı adam memleketindeki ihtiyarların gençlerin onda birinden az olduklarını ve bunun ölümün genç yaşta daha çok olmasına ileri geldiğini düşünemez Aslında dünyada en çok ölen insanlar yaşlılar değilmiş gençlermiş bir ihtiyar ölünceye kadar bin tane çocuk ve genç ölürdü İmam Gazali hazretleri Bazen de insan Sağlıklı olduğu için ölümü uzakta görür Halbuki nice sağlam insanların ani olarak öldüğünü farkında değil şayet ani ölüm uzak bir ihtimal ise hastalık hiç uzak değil her hastalık ani gelir hastalık geldikten sonra da ölüm yaklaşmış olur İmam Gazali de meseleyi aynı şekilde Kur'an hakikati çerçevesinde bize anlatır Şimdi Bütün bunların içerisinde Bütün bunların içerisinde bizim bir hakikati iyi kavramamız lazım o hakikat de cenab-ı Muhammedi vermesin ya bir müjde bir müjde vermesi lazım Mevlana hazretleri Vuslat diyor düğün gecesi gerdek gecesi sevgiliyle buluşma diyor ve bunu yaşamışlar ne diyor Necip Faz devam etti Ölüm güzel şey budur perde ardından haber iş güzel olmasaydı ölür müydü peygamber o dem ki perdeler kalkar perdeler iner Azrail'e Hoş geldin diyebilmekte iner Azra bir melek Dolayısıyla yine üstadesinde Ya Rabbi Azrail Cebrail hürmetlerine duamı kabul ettiği zaman diyor Azrail duyunca diyor Azrail cidden çok sevdim diyor Neden Çünkü bir insan diyorum malının zayi olmaması için üzerine titrer malının parasını değerli bir eşyasının işte altını gümüşün Neyse onun korku korumak için bir yere gidecekse onu güvenir Emin bir ele teslim ederdi ondan sonra gider Ben de diyorum bu hayatımı bu canımı Allah'ın özel olarak görevlendirdi bir Meleke teslim ediyorum bir meleğe teslim ediyorum güvenilir melektir kur'an-ı Kerim belki Azrail kelimesi Kur'an'da geçmez işte Azrail'i sevebiliyor musun kardeşim Azrail'i sevebiliyorsan sıkıntı yok Şair Eşref meşhur düşünsek Biz ölümden korkmamak lazım Gelir Zira yerin altında üstünden ziyade akrabamız var yerin altında üstündekilere daha çok akrabamız var ve şöyle bir düşünüyorum bütün dedeleri bütün ninelerin bütün onların babaları dedeleri akrabaları amcalarımı dayımlara dayılarıma çoğu nerede toprak altında Toprağın üstünde kaç tane var üstadın dediği gibi üstad 99'u üzerine çok durulması gereken bir mesele ancak benim kendi hissiyatım kendi hissiyatı nasıl hallettim özellikle belli bir yaştan sonra artık biz 70'e merdivende ya Elhamdülillah gelecek hiç endişe etmiyorum en ufak bir şey yok tabi canım tatlı ama Allah canı insana çok tatlı vermiş hayat çok tatlı yaşamak çok güzel Allah bu hayatı bu tatlılığı bu yaşamayı niye bize bu kadar güzel göstermiş bu hayat baksana Bu canın çok tatlı hayatın çok güzel yaşamak çok güzel Sen bu hayatı seviyorsun ama bu hayat elinde durmuyor Sen bu hayatı vesile yap Bu geçici hayatı sev ama bu geçici hayat sana Ebedi hayatı sevdirsin Ebedi hayatı sevdirmek için Allah bize dünyada bu canı çok sevdiriyor açtım meyvedar bir ağaca inkılap etmek için yani meyve verecek bir ağaç olabilmek için kabuğunu terk eden bir çekirdek gibi meyveli bir ağaca dönüşmek için kabuğunu terk eden bir çekirdek gibi baki meyveleri ahirette Baki sonsuz meyveleri vermek için bu bekai dünyevinin kabuğunu bu dünya hayatının diyor kabuğunu bırakmaya Nefsimi Kandırdım Yani bu hayat çekici değil çürüyecek çürüyor zaten çürüyor değil mi zevk vermiyor belli bir yaştan sonra çürüyor ve sonra toprağa giriyor toprağa girince de meyveli bir ağaç oluyor çekirdeğin çürümesi sonucunda meyveli bir ağaca dönüşmesi için ben de bu geçici hayatı diyor geçici hayatı Baki hayatın bir ağacı olmaya diyor Nefsimi Kandırdım nefsimle beraber hasbinallahu ve nimel vekil dedim Onun bekası bize yeter Allah Baki mi Allah ebedi mi Tamam bizde olacağız ebedinin ebedi olmak gerekir Biz Ezeli değiliz Allah ezelidir biz bir çekirdeyiz toprağa gireceğiz toprağa niye gireceğiz bir ağaç olmak için bir evlere bir ağaç olmak için herkes elindeki bütün çekirdekler tohumlar toprağa koyar kardeşim sen de Cennet çiçeği olmak istiyorsan tohumunun toprağa girmesi lazım tohumu toprağa gittikten sonra Allah Kur'an'da söylüyor ya Nasıl gidiyor Onlar toprağa girdi gibi çıktılar ağaçlar sebzeler meyveler çıktı keserken toklaca onun gibi siz de diyor toprağa girdiğiniz zaman çıkacaksınız diyor Üstad Hazretleri bu Ayeti bize böyle anlatıyor kendi nefsinde devam ediyor Nasıl ki bir tohum zahiren ölüp çürüyor görünüşte toprağa giriyor tohum çürüyor fakat batın'a bir sümbülünün hayatına ve yoğrulmasına yani cüzi tohumluk hayatından külli Sümbül hayatına geliyor tohum minnacık bir şey ama toprağa girdikten sonra çürüyünce toprakta bakıyorsun koca bir Sümbül oluyor öyle de Mert dahi ölüm dahi zahiren bir ihlal ve bir intifa bir sönmektir görmüş de Hakikatte insan içine hayatı Baki ebedi hayata ünvanı mukaddemedir Öyleyse hayatı veren ve idare eden Kadiri mutlak Elbette mevlidi dahi o icat eder o varlıklar Allah'ın izniyle zaman nehrinde Mütemadiyen akıyor Hz ad em bir zaman Irmak bu zaman ırmağında böyle akıyor alemi kalpten gönderiliyor Biz Alem kalpten gelmişiz var Alem şehadette vücudu zahiri yediriyor böyle alemi şehadette Allah biz dünyaya gönderiyor sonra alemi galiba muntazam yağıyor iniyor tekrar Geldiğimiz yere gidiyoruz mevcudat Bütün bu vücutlarıyla varlıklarıyla hayatlarıyla nasıl ki hayır kayyumun hayatına ve hayatın Gücü bu vücuduna delaletle şehadet ederler Yani biz hayız hayattayız canlıyız Çünkü Allah hayırdır öyle de mevtleri ile ölümleriyle zevalleriyle dünyadan gitmeleriyle o hayatı O hayatın vakasına sermediyetine delalet eder Yani biz ölümümüz de diyoruz ya rabbi Biz ölüyoruz sen varsın Yani senin varlığın bize yeter Sen bizi yoktan yarattın dünya tembelli bir süre durdurdun Ondan sonra huzurunu aldın ve ölümsüzdü ölümü kimse öldüremez ölümü Allah öldürür ölümü Allah öldürecek ölüm öldürüldüğü zaman bir daha ölüm olmayacak Bu ebedi hayat kavramı bizim alemimize girmediği anlamadığımız için imanımızı görür gibi fark etsek var ya Yani bir müjdedir Aziz kardeşlerim bugün tatsız bir konuyu tatlılaştırdık değil mi tatsız bir konu konuşulması istenmeyen bahsedilmesi istenmeyen bir konuyu tatlaştırdı Kur'an tatlıdır işte kuruluyor nefsin layıktırmaya evet Her nefis Her canlı ölümle lezzetini tadacaktır Rabbim imanlı olarak yaşamayı imandırarak göçmeyi ve kabre imanlı girmeyi nasip eylesin

Mehmet Paksu - Okuyorum, yazıyorum, konuşuyorum, seyahat ediyorum

17 sene kadar çeşitli gazetelerde günlük yazılar yazdı. 50 kadar kitap kaleme aldı. Hayatını, 'Okuyorum, yazıyorum, konuşuyorum, seyahat ediyorum' kelimeleriyle özetliyor. Yurt içi ve yurt dışında çeşitli konularda yüzlerce konferans verdi.

Mehmet Paksu - 2

Bize Mesaj Gönderin

17 sene kadar çeşitli gazetelerde günlük yazılar yazdı. 50 kadar kitap kaleme aldı. Hayatını, 'Okuyorum, yazıyorum, konuşuyorum, seyahat ediyorum' kelimeleriyle özetliyor. Yurt içi ve yurt dışında çeşitli konularda yüzlerce konferans verdi.

+90 (533) 664 64 67

info@mehmetpaksu.com.tr

WhatsappDestek